İzmir Körfezi ve Foça kıyılarında deniz anası (Rhizostoma pulmo) yoğunluğu yaşanıyor.
İzmir Körfezi ve Foça kıyılarında deniz anası (Rhizostoma pulmo) yoğunluğu yaşanıyor. Özellikle Foça ilçesi ve merkezde Konak-Alsancak kıyı şeridinde vatandaşlar denizin üzerini kaplayan yüzlerce deniz anasını merakla izledi. Türle ilgili akademik çalışmalar gerçekleştiren Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurçin Killi, denizdeki deniz anası sayısındaki çokluğun normal olduğunu belirtti. Deniz analarının yaz ayları ve sonbahar boyunca da Türkiye’deki sularda görülebildiğine dikkat çeken Killi, “Denizanaları ilkbahar aylarında poliplerde medüzlerin oluşmasıyla görülmeye başlarlar. Su sıcaklıkları ve besinin uygun olduğu bölgelerde sayılarını daha fazla arttırmaktadırlar. İzmir Körfezi ve Foça kıyılarında görülen rhizostoma pulmo türü, Akdeniz’in yerli türlerinden biri. Şemsiye kenarı mavimsi menekşe rengi ile karakterize edilir. Özellikle Karadeniz, Marmara ve Ege kıyılarında yaz aylarında sayıları yüksek boyutlara ulaşır. Dolayısıyla normal bir durumdur. Dalga ve akıntıların etkisiyle de körfez ve koylara doğru sürüklenerek buralarda birikirler. Hayat döngüleri bittiğinde medüzler sahile vurmakta,” diye konuştu.
Zeytinde rekolte kaybı beklentisi tarihi seviyede
Dünyada etkili olan iklim krizinin birçok ülkede üretimi neredeyse durma noktasına getirdiği zeytinde rekolte kaybı beklentisi tarihi seviyede. Türkiye’de zeytin üretiminin merkezlerinden olan Akhisar’da geçen yıl 400 bin ton olan rekoltenin, iklim şartlarına bağlı olarak 50 bin tona kadar düşmesi bekleniyor. Zeytinde ‘yok yılı’ sinyalleri, hasat öncesi zeytinyağı fiyatlarını da litre başına 250-300 liraya kadar tırmandırmış durumda. Zeytinyağı tüketiminin iç piyasada düşük kalmasından yakınan üreticilerse, fiyatların halkı zeytinyağı kullanımından daha da uzaklaştırmasından endişeli. Akhisar’da zeytin üreticiliği yapan Ömer Uslu, rekoltede bu seviyede düşüşe ilk kez tanık olduklarını söyledi.
Van’da altı günlük su kesintisi
Yaz boyunca su kesintilerinin yaşandığı Van’da Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, kent genelinde 14 Ağustos-20 Ağustos tarihleri arasında altı günlük su kesintisi yaşanacağını duyurdu. Kentte tekrar su kesintisi yaşanacağı belirtilen açıklama, tepkilere neden oldu. Kentteki siyasi partiler ve STK temsilcileri su sorunu hakkında bir basın açıklaması yaptı. Basın metnini okuyan, yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mustafa Avcı, “Temiz suya erişim temel insan hakkı. İlgili kurumların görevi, bu hakkın ihlali değil, talebi temin etmek ve karşılamak. Yüksek sıcaklıklardan kaynaklı kuraklık zaten ciddi bir sorundur ve kentliyi olumsuz etkiliyor. Yine kentimizdeki sulama alt yapısının yetersizliği biliniyor ve yıllardır çözümsüz halde bekliyor. Bu durum başta tarım emekçileri olmak üzere, çiftçilik ve hayvancılık ile geçimini sağlayan yüz binlerce yurttaşı türlü zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Ama aynı zamanda var olan su kaynakları da tarım dışı alanlarda ve rant amaçlı kullanılınca mağduriyet artarak devam ediyor,” dedi.
Akbelen direnişine desteğe soruşturma
Muğla Milas’ta bulunan Akbelen Ormanı’ndaki ağaç katliamına yönelik direnişe destek vermek için oturma eylemi yapan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyelerine soruşturma başlatıldı. Dernek ise bu soruşturmaya tepki göstererek, “Anayasal haklarımıza müdahaleyi kınıyoruz” başlıklı yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı; “ Edremit/Altınkum’da, Akbelen direnişine destek olmak amacıyla ellerinde dövizlerle bir oturma eylemi gerçekleştirildi. Kendi iradeleri ile bir araya gelen, aralarında dernek üyelerimizin de olduğu 25 civarında katılımcı hemen ertesi gün telefon ile Edremit Emniyet Müdürlüğü’ne ifade vermeye çağrıldı. Katılımcılar, Anayasanın 56. maddesinde yer alan ve ‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevi’ şeklinde hepimize yüklenen göreve uygun olarak, doğaya sahip çıkmak üzere, herhangi bir şiddet içermeyen barışçıl bir eylem gerçekleştirdiler. Trafiği engellemeyen, kimseye bir rahatsızlık vermeyen, makul süreyi aşmayan eylem gösteri ve yürüyüşler yasasına aykırılık teşkil etmez. Alana gelen kolluk kuvvetleri, bu konuda hiçbir uyarıda bulunmamış, dağılma uyarısı yapmamış, müdahale etmedi. Ancak hemen eylemin ardından soruşturma başlatıldı. Her geçen gün yasal ve demokratik haklarımıza daha fazla saldırı olmakta, haklarımızın kullanılmasına kısıtlamalar getirilmekte. Bizler, Anayasa’dan aldığımız hakkımız ile önceden izin almaksızın, basın açıklaması, toplantı, oturma eylemi gibi barışçıl eylemleri gerçekleştirebiliriz. Akbelen direnişine destek veren arkadaşlarımıza yönelik bu haksız ve hukuksuz müdahaleyi şiddetle kınıyoruz. Ellerindeki dövizlerle sessiz oturma eylemi gerçekleştiren arkadaşlarımız, yargısal uygulama ve genelge ile tarif edilen ‘basın açıklaması’ kapsamını aşan davranışlarda bulunmamış ve herhangi bir ikaz yapılmadan sessizce dağıldılar. Barışçıl bir şekilde düşünce açıklamasının en somut örneğini oluşturan eylemlerinin, genelgeye rağmen 2911 sayılı yasa kapsamında soruşturulması, temel hak ve özgürlük alanını daraltan hukuksuz bir uygulama. Bizler arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız. Soruşturma ile sınırlanması istenen haklarımızı tıpkı onların kullandığı gibi kullanmaya devam edeceğiz. Haksızlık ve baskılara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Anayasal Haklarımıza Dokunma!” dediler.